öyle yalansız,öyle sadeydiki gelişin,
gidişini hiç hesap etmemiştim aslında.
öyleya,kimin vardıki benden başka?
kime gidebilirdinki bir başına?
kim dinlerdi sessizce seni?kim anlardı kim?
her sözüne ettiğim küçük tebessümler geliyor aklıma
masumiyetini yavaş yavaş yitiren tebessümler
bırakıyor yerini sarhoşca atılan kahkahalara
birlikte geçen onca zaman,
onlarca gündüz onlarca gece onlarca saat...
şimdi neden yoklar yanımda söyle
yoksa onlarıdamı koydun o kahrolası bavuluna?
sen benim dokunulmazımdım unuttunmu yoksa?
hani her sözümden sonra,
ya kırılırsa diye endişe ettiğimdin.
ve ben,...
köprüden önceki son çıkışındım senin
eş ruhundum...
öyle demiştinya bana...
hangisi yalandı söyle
yada ne kadarı gerçekti?
şimdi kim inanır bu olanlara?
nefesim kesilirdi yanından uzaklaşınca
şimdi hangi doktor çare olur uzak şehir yaralarıma?
yalvarmammı gerekli bana dön diye söyle
öyleyse duy...
gittiğin günden beri,
birlikte gittiğimiz her yere uğruyorum
belki birinde seni bulurum diye
köpekler bile acıyor artık halime
boş banklara kazıyorum adını,pişmanlığımı
neden diyorum neden!!!
neden izin verdim gitmesine
ayaklarına kapansaydım
kilitleseydim tüm kapıları üstüne
belki o zaman anlardı beni vazgeçerdi gitmekten
ya sevdiği için,ya acıdığı için
ama gitmezdi belkide
yada yine giderdi
aslında hiç gelmediği gibi
yalnızlığından kaçarken rastladı bana,
bitince yalnızlığı,beni bitirme pahasına,
devam etti yoluna...
yolun açık olsun sevgilim
her yolun sonunda beni araman kaydıyla